Liderliğin kapsamı içerisine liderin kişilik özellikleri, lider davranışları, etkileşim örüntüleri, örgütsel roller, izleyen algıları ve izleyenler üzerinde bırakılan etki gibi özellikler girmektedir (Güçlü, 2016:13).
Liderlik ilk kez Platon tarafından “Çevreyi dolaşarak yönetmek” şeklinde adlandırılmıştır. Ksenophon tarafından yazılan “Cyropaediaise” liderlik üzerine yazılmış ilk sistemli kitaptır (Şahne ve Şar, 2015; akt. Güçlü, 2016:2). Tam olarak açıklanamayan, gizemli bir süreç olarak görülen ve insanlar arasında heyecan yaratan bir konu olan liderlik, ulusların kaderini şekillendiren güçlü ve dinamik kişileri de çağrıştırmaktadır (Güçlü, 2016:2).
Bir örgütün öncülüğünü yapan liderliğin etkili olup olmadığını belirleyen üç farklı değişkenin varlığından söz edilmektedir. Bunlar, kişisel özellikler, güven, beceri, deneyim, etkileme taktikleri ve liderin ya da izleyenlerin atfettiği özellikleri anlatan liderin ve izleyicilerin karakteri ile örgütün yapısı, liderin pozisyonu, güç ve otoritesi, görev yapısı, karmaşıklığı, örgütsel bağlılık, örgüt kültürü, çevresel belirsizlikler, dışsal bağımlılıklar ile ulusal ve kültürel değerleri anlatan durumun niteliğidir (Yukl, 2010; Akt. Güçlü, 2016:5).
Lider kimdir ve liderlik nedir?
Liderlik kelimesi, insanları yolculuğa çıkarıp onlara klavuzluk etme anlamındaki, Latince “leadare” kelimesinden türemiştir. “Lider” kelimesi ilk olarak Samuel Johnson tarafından 1755 yılında hazırlanan İngilizce sözlükte “kaptan, kumandan, önden giden kimse” olarak tanımlanmış, “liderlik” kelimesi ise ilk kez 1828 yılında Webster Amerikan Sözlüğünde yer almış ve “liderin durumu, koşulları” olarak tanımlanmıştır (Aykanat, 2010:3; akt. Güçlü, 2016:5).
Lider, insanların kendisini takip etmeye gönüllü olduğu kişidir (Alder, 2002:8). Ne olduğu tam olarak tanımlanamasa da takipçiler liderin güven, saygınlık ve hayranlığı uyandıracak bir şeyler yapmasını bekler. Dolayısıyla gönüllülüğü sağlamanın yolunun, bağlılığı; güven, saygınlık ve hayranlık gibi sağlam duygusal temellere oturtmaktan geçtiği söylenebilir.
20. yy’da liderlik, yönetim alanında yoğun bilimsel çalışmaların yapıldığı önemli konulardan biri olmuş ve buna ilişkin çok sayıda tanım geliştirilmiştir (Erçetin, 2000:3). 21. yy’da ise toplumsal, örgütsel ve bireysel farklılıkların belirginleştiği görülmektedir. Zamanla algı, beklenti ve değerlendirmelerin değişmesi, liderlik yaklaşımlarını ve tanımlarını da değiştirmiştir (Erçetin, 2000:11).
Liderlik, kişinin olumsuz olayları anlamlandırabilme ve en sınayıcı koşullardan bile ders çıkartabilme konusundaki bireysel yeteneğidir. Diğer bir deyişle, başa gelen talihsizliği aşabilmek ve o durumdan hiç olmadığı kadar güçlü ve daha kararlı çıkabilmek için gerekli becerilere sahip olmaktır (Bennis ve Thomas, 2013).
Aktepe ve Buluç (2014) liderlik konusunu şöyle ele almıştır:
Liderlik genellikle bireysel özellikler, liderlik davranışları, etkileşim modeli, rol ilişkileri, izleyenlerin algıları, izleyenler üzerindeki etki, görev ve amaçlar ve örgütsel kültürün etkisi açısından tanımlanmıştır. Tanımlar genelde bir etkileme sürecine vurgu yapmaktadır. Fakat bunların çoğunda ortak bir nokta veya öneri olmayıp, pek çok açıdan birbirinden farklılık göstermektedir. Bunlar, etkinin kullanılışı ve etkiyi yapan kişi, etkileme girişiminin amacı, etkinin kullanılmasına ilişkin tutum ve tavırlar olarak sayılabilir (Yukl, 1989). “Liderlik, insanları etkilemek için önemli olan gücün kullanımını içerir” (Celep, 2004, s. 4) ve lider ile grup arasında bir etkileşim sürecidir (Aydın, 2000). “Liderler, bireyler ve gruplar vasıtasıyla belirli bir zaman periyodunda,
belirli çevre ve şartlar altında örgütteki diğer insanlara ve gruplara nüfuz ederek, bireylerin ve grubun amaçlarını gerçekleştirmesini sağlamaya çalışan kişilerdir” (Cole, 1993, s. 52). Liderlerin olabilmesi için, ortak bir amacın ve bu ortak amacı gerçekleştirmeye elverişli ortamın olması zorunludur. Aksi takdirde bu koşullar
oluşmadan liderlerin doğması söz konusu değildir (Buluç, 1998).
Liderlerin insan ilişkilerinde genelde çok başarılı olduğu söylenebilir. Konuyla ilgili Goleman ve arkadaşları (2005:31) sosyal becerilere sahip olan, kendi duygularını anlayıp kontrol edebilen ve başkalarının duygularına empatiyle yaklaşabilen insanlar genelde ilişkileri yürütmede çok daha etkin olurlar. Buradan hareketle sosyal ve kişilerarası ilişkilerde liderlerin daha başarılı olduğu düşünülebilir.
Liderliğin bir kişilik ve yetenek meselesi olmadığını belirten Drucker (2013:37), etkin liderlerin ortak özelliklerini aşağıdaki sekiz ilke ile açıklamıştır:
- “Yapılması gereken nedir?” diye sorma.
- “Kuruluş için doğru olan nedir?” diye sorma.
- Eylem planları geliştirme.
- Kararların sorumluluğunu üstlenme.
- İletişim sorumluluğunu üstlenme.
- Problemlerden çok fırsatlara odaklanma.
- Üretken toplantılar yürütme.
- “Ben” yerine daha çok “Biz” diye düşünme ve konuşma.
Liderlik ve yöneticilik arasındaki farklar nelerdir?
Toduk (2004), lider ve yönetici arasındaki ayrımı şöyle yapmıştır (Akt. Göka, 2014:18): Bir yönetici var olan işi elindeki kaynaklarla yönetir. Yönetici, işi, bilgiyi, insanları yönetir. Bunun için güven ortamı ve açık iletişim mutlaka gerekli değildir. İyi bir liderin iyi bir yönetici olmasını bekleyemeyeceğimiz gibi, iyi bir yöneticinin de iyi bir lider olmasını bekleyemeyiz. İki yeteneği başaranlara ben “lider-yönetici” diyorum. Bu kişiler tüm grubun yüzde beşini ya da onunu oluşturuyor.
Birbiri ile bütünleşen düşünce ve eylemleri içeren liderlik ve yöneticilik kavramları özdeş değildir ve aralarındaki farklar şöyledir (Mullins, 1992; Zaleznik, 1992; Guild; 1987 ve Erçetin, 1997; akt.; Erçetin, 2000:12-13):
Liderler | Yöneticiler |
Kişileri ve aktif tutumları benimser. | Yönetsel amaçları benimser. |
İnsanların (olabilirlik, isteklilik ve gereklilik konularında) fikirlerini değiştirirler. | İnsan ve madde kaynaklarını bütünleştirmek için, işlerini karar alma ve strateji geliştirme süreci olarak görürler. |
Yeni moral değerleri yaratarak verdikleri buyruklarla özel istek ve amaç oluştururlar. | Anlaşma, pazarlık yapma, ödüllendirme-cezalandırma gibi esnek taktikler kullanırlar. |
İşlerini bir zorunluluk ve yük olarak görmezler. | Konumlarında kalmalarını sağlayan günlük rutin işlere hoşgörü ile bakarlar |
İşte coşku yaratmayı, riske girmeyi, fırsat ve ödülleri yüksek tutmayı tercih ederler. | Var olanı koruma güdüleri, riske girme arzularından yüksektir. |
Yeni yaklaşımlar geliştirebilirler. | Çalışanlarla rollerine göre ilişki kurarlar. |
Empatik yollara ve sezgilere başvururlar. | Dolaylı iletişim kurup emir ile itaate zorlayabilirler. |
Olayların insanlar için ne anlama geldiğini anlamaya çalışır. | Olayların nasıl geliştiğini anlamaya çalışır. |
Lider ve yönetici arasındaki temel fark güç ve otorite kaynaklarıdır. Lider gücünü, izleyenleriyle arasındaki etkileşimin kalitesinden ve yoğunluğundan alırken; yönetici, bulunduğu makamdan, statüden ve yasal güç kaynağı otoritesinden alır. Ancak örgütlerin başarısı için liderlik ve yönetim birbirini tamamlayıcı olmalıdır (Güçlü, 2014:2).
Genaral Electrick’de uzun bir süre CEO’luk yapan Jack Welch, başarılı olmak için yönetici gibi değil lider gibi davranışlar sergilemiştir. Welch bunu sağlamak için değişimi kucaklayıp ondan korkmamak, yönetmeyi bırakıp liderliğe başlamak, örgüt vizyonunu paylaşacak yöneticiler yetiştirmek, basit ve tutarlı olup mesajı zihinlere işlemek ve gerçeklerle yüzleştikten sonra kesin olarak eyleme geçmek gerektiğini savunmuştur (Slater, 2001).
“Yönetici” ve “lider” arasında temelde bir fark bulunmadığını ve lider olmanın ille de başarılı olmak anlamına gelmediğini belirten Göka’ya (2014:21) göre, bir grubun yöneticisinin, aynı zamanda o grubun lideri olduğunu; bir ekibin ya da kurumun başında olan ve her türlü yetki ile donatılan yönetici; vasıfları, özellikleri, becerileri ne olursa olsun bir liderdir. Buradan hareketle başarılı örgütlerin liderlik ve yöneticiliği birlikte işe koşan ve bütünlüğü yakalayan örgütler olduğu söylenebilir.
Liderliğin Boyutları
Formal bir konuma bağlı olmayan liderliğin politik, kültürel ve tinsel boyutları vardır (Erçetin, 2000:12). Burada olanla olması gereken arasında olabileni yapma sanatı diyebileceğimiz politikanın amacı, örgütün işlemesinde kararlılık, tutarlılık, bütünlük ve süreklilik sağlamaktır (Bursalıoğlu, 1994’den akt. Erçetin, 2000:17). Geçmişten gelen birikimle şekillenmiş kültürel boyutta ise bir ürün, yeni oluşum ve düşüncelerle sürekli olarak yeniden şekillenir. Bunu sağlamak için liderin geliştireceği vizyon ve yeni değerlerle yönetimde etkin bir rol oynaması beklenir. Tüm bu sebeplerden dolayı liderin, “kültürel çevreye yeni anlamlar katan bir kültür öğesi” olduğu söylenebilir (Erçetin, 2000:20).
Liderlik Tarzları
Genel olarak liderlerin sahip olduğu fiziksel, kişisel niteliklere göre sınıflayan özellikler yaklaşımı, liderlerin davranışlarını ve tarzlarını dikkate alan davranışçı yaklaşımlar ve liderleri içinde bulunduğu koşullarla birlikte ele alan durumsalcı yaklaşımların ardından, dönüşümcü, işlemci, karizmatik, etik, vizyoner, dağıtımcı, hizmetkar, kuantum,… gibi modern liderlik tarzlarından söz edilebilir.
Adair (2003:24), liderlik tarzlarını bazı olası eylem veya konulara dâhil olma arzusunu taşıyarak hazır olmanın ve ilgi göstermenin en uç hali olan şevkli olma, ahlaksal sağlamlılık veya mükemmellik anlamındaki bütünlük sahibi olma, pozitif bir duygu olan içtenlik gösterme, risk alma kapasitesi anlamına gelen cesaretli olma, insan tanımaya, sorun çözmeye ve karar vermeye giden zihinsel bir süreç anlamındaki hüküm verme, özellikle kendisine karşı yumuşak ve duygusal olmayan ve grup ilişkilerinde hakkaniyetli davranma anlamındaki sert ama adil olma biçiminde sınıflandırmıştır. Goleman ve arkadaşları (2005:66) ise çevresine ahenk yayan vizyonerlik, birey ve örgütü arasında bağlantı kuran eğiticilik, kurulan bağlantıda uyum yaratan ilişkisellik, insana değer verip katılım ve bağlılığı sağlayan demokratiklik, örgütü heyecanlandırarak harekete geçiren hız belirleyicilik, acil durumlarda yön gösterip korkuları yatıştıran kumandacılık biçimindeki liderlik tarzlarını ele almıştır.
Liderlik Nitelikleri
Yöneticiliğin düz yazı olduğu yerde, liderliği şiir gibi gören John Adair (2014: 35), Etkili Liderlik ve Yönetim adlı eserinde liderlerin sahip olması gereken yüz fikir sunmuştur. Bunlar ofis çalışmalarını organize etmek ve zaman yönetimi için kendine çeki düzen verme; liderlik fonksiyonlarını anlama; hedef belirleme, karar verme, liderlik becerileri, takım oluşturma; üretkenlik ve yenilik için liderlik becerileri; en iyi verimi alacak insan gücünü harekete geçirme; çalışanlarına mesajları iletecek etkili iletişim gücüne sahip olmadır. Adair (2014: 60-70) aynı eserinde bir liderin sahip olması gereken becerileri; planlama, bilgilendirme, denetleme, değerlendirme, motive etme, organize etme ve örnek oluşturma biçiminde sıralamıştır.
Adair (2014:104), başarılı genel müdürlerin nitelikleri üzerinde yapılan bir araştırmada ortaya çıkan sonuçları şöyle aktarmıştır: Karar alma, LİDERLİK, güvenirlik, heves, hayal gücü, çok çalışma isteği, analitik yetenek, başkalarını anlama, fırsatları fark etme, sorunlarla başa çıkma, değişime uyum yapma, risk alma, girişkenlik, ifade becerisi, kurnazlık. Buna ek olarak verimli yönetim yeteneği, açık fikirlilik, diretme becerisi, uzun saatler çalışma arzusu, tutku, tek bir şey düşünme, açık seçik yazma, merak, rakamlarla arası iyi olmak ve soyut düşünme kapasitesi nitelikleri sıralanmıştır.
Kişilik ve karakterin de liderlikten hariç tutulamayacağını ifade eden Adair (2014:105), coşku, heves şevk; güvenirlik, dayanıklılık, adaletlilik, içtenlik, alçakgönüllülük ve özgüven olmak üzere yedi önemli liderlik niteliği sıralamıştır.
Yönetim alanında çalışan hemen herkesin liderlik ile ilgili bir veya birkaç konuya değindiği söylenebilir. Son zamanlarda çok farklı yönetim ve liderlik eğilimlerinden söz edilmektedir. Spellman (2011) Yeni Liderlik adlı kitabında kendini yönetmek ve başkalarına liderlik etmek, değişim ve belirsizliği yönetmek, sosyal paydaşları yönetmek, risk ve iş sürekliliğini yönetmek, çevre yönetimi, inovasyon yönetimi, marka ve itibar yönetimi ve çeşitlilik yönetimi başlıklarını detaylı olarak ele almıştır. Örneğin bunlardan değerler ve etik konusunun, tüm zamanlarda önemli olmakla birlikte özellikle günümüzün öncelikli liderlik eğilimleri arasında olduğu söylenebilir. Kuruluşlar “Çalışanlarımız en önemli varlığımızdır”, “Sürekli gelişimi hedefliyoruz”, “Çeşitliliğe saygılıyız” gibi övgüyü hak eden ifadeleri bol bol kullansa da, değerlerini son derece yuvarlak ve genel ifadelerle anlatma eğilimindedir (Spellman, 2011:17). Sonuçta konunun tam olarak anlaşılamaması, içselleştirilmeyen değerler konusunun daha çok kâğıt üzerinde kalmasına ve yeni fikirlerin ortaya çıkmamasına neden olmaktadır. O halde yönetimde tüm düzen bir anda bozulduğu zaman bile herkesi bir arada tutan ve çarkların dönmesini sağlayan doğruluk, dürüstlük, fedakarlık, adalet,…gibi değerleri yaşamanın çok önemli bir yeri olduğu söylenebilir.
Liderlik basit anlamda belirli şartlar altında kişisel veya grup amaçlarını gerçekleştirmek üzere bir kimsenin başkalarının faaliyetlerini etkilemesi ve yönlendirmesi süreci olarak tanımlanabilir (Erzen, 2008).
Akiş’e (2004:35) göre liderlik, insanları etkileme ve belirli amaçlar etrafında birleştirme sanatıdır. Diğer taraftan iyi bir liderde olması gereken nitelikleri Akiş (2004: 62‐63) şöyle sıralamaktadır:
Vizyon sahibi olması, bilgi sahibi olması, tutkulu ve fedakar olması, inançlı, kararlı ve tutarlı olması, örnek teşkil etmesi, güven vermesi, motive etmesi, beklentileri vizyonla bütünleştirmesi, ilham vermesi, gelişim odaklı olması, adalet duygusunun olması, mütevazı olması, iyi bir dinleyici olması, açık iletişim kurması, insanlara karşı duyarlı olması, durumlara karşı du‐yarlı olması, yenilikçi olması, hızlı ve etkin karar vermesi, esnek olabilmesi, zamanı etkin kullanması, sinerji yaratabilecek takım kurabilmesi
Yeni liderlik yaklaşımları Memişoğlu (2003) tarafından; sürekli öğrenme odaklı olan kozmopolit liderlik, izlemeyi bilen lider, öğretimsel liderlik, vizyoner lider ve dönüşümcü liderlik başlıkları ile ele alınmıştır. 1996 yılında Kanter tarafından geliştirilen kozmopolit liderlik yaklaşımında liderin geleneksel duvarın sınırlarını aşarak daha öteleri görecek bir zihinsel esnekliğe sahip olması gerektiğini savunulmaktadır (Kanter, 1996:98).
Liderliğin temelinde karizma olmadığını savunan aynı araştırmasında Memişoğlu (2003) katılımcılığı destekleyen demokratik liderlik ve bireylerin davranışlarını anlayıp onları harekete geçiren yönetimsel liderlik ifadelerini kullanmıştır.
Alder, “İçerden Liderlik” diye bir ifade kullanır. Buna göre gücü içinden alan lider, başkalarını takipten önce kendini bilmelidir. Bunlar liderin güçlü ve zayıf yönleri olabileceği gibi, hayalleri, değerleri ve inançları da olabilir. Konuyla ilgili Carl Jung’ın anlatımı şöyledir (Akt. Alder, 2002:41-42): Her birimizin içinde bilmediğimiz başka biri vardır. O rüyalar yoluyla kendini bize anlatır ve kendimizi nasıl algıladığımızdan, onun bizi gördüğünün ne kadar farklı olduğunu belirtir. Kendimizi çözümsüz bir durumda bulduğumuzda, içimizdeki bu yabancı kişi başka bir şeyden bize daha uygun olanı göstererek bize ışık tutar ve bizim tavrımızı kökten değiştirir.
Son zamanlarda sık sık gündeme gelen ve özellikle Türkiye’de okul müdürlerinin asli görevlerinin sorgulanmasına yol açan öğretimsel liderliği Aktepe ve Buluç (2014) aşağıdaki gibi ele almıştır:
Öğretimsel liderlik ağırlık olarak okul müdürlerinin okul içerisindeki koordinasyon,
kontrol, denetim, öğretim ve program geliştirme rolleri üzerine odaklanmaktadır
(Hallinger, & Murphy, 1985). Öğretimsel liderler, amaç yönelimli olup, öğrencilerin
akademik başarılarını geliştirmeye odaklıdırlar (Hallinger, 2003). Türkiye’deki
okulların yapı ve işleyişi göz önünde bulundurulduğunda, öğretimsel liderlik
kavramının önemli bir liderlik türü olduğu düşünülmektedir. Çünkü öğretimsel liderlik,
doğrudan eğitim ve öğretim süreci ile ilgili bir liderlik yaklaşımıdır. Okulların mevcut
durumu incelendiğinde, okul müdürlerinin zamanlarının büyük çoğunluğunu, eğitim
öğretim süreci ile doğrudan ilişkisi olmayan yönetsel işlere ayırdıkları, eğitim ve
öğretim süreci ile çok fazla ilgilenemedikleri görülmektedir. Hâlbuki okul yöneticisinin
öncelikli görevi eğitim-öğretim ve öğrenci başarısını yükseltme olmalıdır. Öğretimsel
liderlik kavramı da bu boyutları ele alan ve okulun akademik performansını geliştirmeyi
amaçlayan bir liderlik türüdür.
Geleneksel eğitim sisteminin yetiştirdiği yöneticilerin genellikle sol beyinlerini kullanma eğiliminde olduğu söylenebilir. Oysa bu tip yöneticiler eğitim sistemlerini de etkileyen günümüzün rekabetçi koşulları için yeterli gelmemektedir. Örgütlerde analitik ve doğrusal düşüncenin yanında bireylerden sezgisel ve yaratıcı becerileri de bekleyen bir takım politik ve ekonomik çevrenin varlığı söz konusudur. Bu tür taleplere uygun insan gücünü yetiştirmek günümüzün okulları, öğretim programlarında sezgisel gücü geliştirici etkinliklere yer vermelidir (Çalık ve diğ., 2013: 29).
Liderler, sezgisel ve tepkisel yeterlik, stratejik vizyon, değişim ajanlığı, yaratıcılık, sorumluluk alma, iletişim ve eylemin bilinçli yönlendirilmesi gibi bazı doğal yeteneklere de sahip olmalıdır. Çalık ve arkadaşlarına (2013: 27) göre liderler değişen koşullara uygun olarak, mantıklı hipotezler oluşturma ve çıkarsamalar yapar, yani sezgilerini kullanarak geleceğe ilişkin isabetli öngörüde bulunabilirler. Dolayısıyla tek başına sezgisel güce sahip olmanın yeterli olmadığı, örgütsel hedeflere ulaşmak için aynı zamanda sezgileri işe sokarak onlardan azami ölçüde yararlanmak gerektiği söylenebilir.
İyimser ve coşkulu liderlerin çalışanların kalıcılığını diğerlerine göre daha fazla sağladıklarıyla ilgili farklı çalışmalar bulunduğunu dile getiren Goleman ve arkadaşları (2005:23), duygusal zekâsı yüksek olan liderlerin, yetenekli insanları kendilerine çekme özelliği olduğunu belirtmiştir.
Liderlik algısının zaman içinde güçlülük, cesaret ve bürokrasiden ayrılarak uzmanlık, sahip olunan yetenekler, beceriler ve demokratikliğe doğru bir yönelim gösterdiği görülmektedir. Diğer taraftan gücünü takipçileriyle olan etkileşimin niteliğinden alan liderlik kavramı ile gücünü oturduğu koltuktan ve yasal dayanaklarından alan yöneticilik kavramının çoğunlukla birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen ideal olanın liderlik ve yöneticilik yaklaşımının her ikisinin anlamlı bütünleşmesi ile gerçekleşecek bir yönetim biçimi olduğu söylenebilir.
Lider tüm enerjisini ve zamanını günü birlik olayları çözmek için harcamaz. Liderin uzun dönemli planlar yapmasının ve zaman içinde bu planları uygulayacak ortamlar yaratmasının önemi yadsınamaz. Yukl Çoklu Bağlantı Modelinde, liderin gerçekleştireceği faaliyetler ile ilgili biri kısa döneme yönelik diğeri uzun dönemli iki temel önermede bulunmaktadır (Baydok, 2006):
Birinci Önerme: Kısa dönemde, lider etkilenen değişkenlerde yetersizlik olmamayı sağlayacak şekilde faaliyette bulunursa birim etkililiği daha büyüktür. Örneğin bir lider kısa dönemde baskı taktiklerini kullanırsa izleyen çabasını düşürür.
İkinci Önerme: Uzun dönemde, lider durumu daha uygun hale getirecek şekilde faaliyette bulunursa birim etkililiği daha büyüktür. Uzun dönemde lider durumu uygun hale getirerek etkilenen değişkenleri dolaylı yoldan etkiler.
Türkiye’de eğitim yönetimi alanında liderlik çalışmalarına ilişkin değerlendirme:
Türkiye’de eğitim yönetimi alanında liderlik alanında yapılan çalışmalar okul yöneticileri ve okul müdürleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Buna karşın Milli Eğitim Bakanlığından, Üniversite Yöneticilerine kadar genişleyen bir liderlik yelpazesinin varlığından söz edilebilir. Liderlik ile ilgili akademik çalışmalarda da çalışma grubunu daha çok okul müdürlerinin oluşturduğu görülmektedir. Bunun farklı nedenleri olabilir. Bunlardan akla ilk geleni okulların sayıca diğer eğitim kurumlarına göre daha fazla yaygınlık göstermesi ve okul müdürlerine erişimin daha kolay olmasıdır. Ancak eğitim yönetiminde liderliğe bağlı problemlerin bir bütün olarak ele alınıp etkili çözümler getirilmesi için, bu alanda birbirine doğrudan ya da dolaylı etkisi olan tüm yöneticilerin akademik araştırma sürecine dahil olması gerektiği açıktır.
Diğer taraftan ülkemizde yapılan çalışmaların daha çok liderliğin önemi ve modern liderlik stilleri üzerinde ve daha çok likert tipli bir ölçeğe dayalı kısa sürede yapılmış nicel çalışmalar üzerinde yoğunlaştığı, ancak başarılı liderlik uygulamalarını boylamsal ve etnografik olarak ortaya koyan uzun dönemli ve kapsamlı nitel çalışmaların yetersiz olduğu görülmektedir. Bu durumun liderliğin farklı özelliklerini ve önemini ortaya koymaktan öteye gitmeyen, zaten uzun zamandır yapılan “ne” sorusunu cevapladığı halde “nasıl” sorusunu cevapsız bırakan bir durumu ortaya çıkardığı değerlendirilebilir. Oysa mevcut aksaklıkların giderilmesi ve yeni problemlerin ortaya çıkmasının önlenmesi için benzer ya da daha olumsuz koşullarda ortaya konulmuş başarılı liderlik uygulamalarının yakın markaja alınması gerektiği de açıktır.
Kaynaklar
Adair, J. (2003). Esin Veren Lider; Başarı nasıl motive edilir, yüreklendirilir ve yakalanır?. Yayın yönetmeni: Cem Çobanlı. Dharma Yayınları, İstanbul.
Adair, J. (2014). Etkili Liderlik ve Yönetim İçin 100 Harika Fikir, Çev.: Serdar Uyan. İstanbul: Babıali kültür yayıncılığı
Alder, H. (2002). Bir Lider Gibi Düşünün, Editör: Canan Başoğlu, İstanbul: Kariyer Yayıncılık.
Akiş, Y.T. (2004). Türkiye’nin Gerçek Liderlik Haritası. İstanbul: Alfa Basım Yayın Dağıtım Ltd. Şti.
Aktepe V., ve Buluç B.(2014). Sınıf Öğretmenlerinin Algılarına Göre Okul Yöneticilerinin Öğretim Liderliği Özelliklerinin Değerlendirilmesi, GEFAD / GUJGEF 34(2): 227-247.
Baytok A. (2006). Hizmet İşletmelerinde Örgüt Kültürünün Oluşturulmasında Liderin Rolü, İşletme Anabilim Dalı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tez Özeti
Bennis W. G. ve R. J. Thomas (2013). Liderlik; Liderlik Potaları, (Çev. Melis İnan). İstanbul: Optimist Yayınları
Çalık, T., Sezgin, F., Çalık, C. (2013). Yönetimde Problem Çözme. Ankara: Pegem Akademi Yayınları
Deniz, L. (2003). Öğretmen liderlik stillerini belirlemeye yönelik bir ölçek çalışması.
Güçlü, N. (2016). Eğitim Yönetiminde Liderlik: Teori, Araştırma ve Uygulama. Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
Goleman, D.; Boyatzis S.; McKee A. (2005). Yeni Liderler. (Çev.: F. Nayır, O. Deniztekin). İstanbul: Varlık yayınları
Drucker P. (2013). Liderlik. Harvard Bussines Review’den en Etkili Liderlik Fikirleri. (Çev. Melis İnan). İstanbul: Optimist yayınları.
Koçel, T. (1989). İşletme yöneticiliği. İstanbul Üniversitesi İşletme fakültesi.
Memişoğlu, S. P. (2003). Yeni Liderlik Yaklaşımları Işığında Eğitim Örgütlerinde Lider Yöneticilere Duyulan Gereksinim. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi.
Paksoy, H.M. (2008). Küreselleşme, Liderlik ve Liderlik teorileri. Liderlik ve Motivasyon. (Ed.) C. Serinkan. Nobel Yayın: Ankara
Slater R. ( 2001). Jack Welch ve General Electric’in Yolu, Çev.: Arıkan, T. ve Özkal, S., Literatür Yayınları, 5. Basım.
Şahin, F. (2012). Büyük adam düşüncesinden liderlikte özellikler kuramına kavramsal bir bakış. CÜ İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 13(1), 141-163.
Spellman, R.(2011). Yeni Liderlik, Hazırlayan: Zeynep Hale Akman, İstanbul: Optimist Yayınları
Uğurluoğlu Ö. (2010). Kendi Kendine Liderlik Stratejileri Üzerine Bir Araştırma. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 1, 175
Bir Cevap Yazın